KANSER NEDİR?
Kanser 21.yüzyılın en önemli sağlık sorunudur. Görülme sıklığı bir çok ülkede kalp hastalıklarını yakalamış hatta geçmiş durumdadır. Kanser, sıkı kontrol mekanizmaları ile yönetilen vücudumuzdaki ahenkli halin günün birinde bazı organ veya doku hücrelerinin kontrolden çıkıp düzensizliğe yönelerek bozulmasıyla oluşan hastalığın adıdır. Günümüzde kanser, bugün her üç kişiden birinin ömrü boyunca yakalanabileceği yaygın bir hastalık haline gelmiştir. Kansere yakalan hasta sayısı tüm dünyada giderek artmaktadır. Araştırmalkanser2ara göre 2020 yılında dünyadaki kanser hastalarına 20 milyon kişinin daha ekleneceği öngörülmektedir.
Türkiye’de ise her yıl on binlerce yeni kanser teşhisi konuluyor. Kadınlarda en sık meme ve rahim, erkeklerde ise prostat ve akciğer kanseri görüyoruz. Her iki cinstede deri kanseri sıktır. Diğer sık rastlanan kanserler; akciğer, kalın barsak kanseri (kolon), lenfoma, lösemi, kadınlarda rahim ağzı (cervix) ve gırtlak kanserleri olarak sıralanabilir. Rakamlar korkutucu da olsa, erken tanı ve koruyucu tedbirler sayesinde birçok kanser türü % 90-95 oranında önlenebilmekte veya iyileştirilebilmektedir.
Bunun için yapılması gereken; kansere yakalanmadan koruyucu tedbirleri almak, düzenli aralıklarla kanser taraması yaptırmak ve en kötü ihtimalle, bu taramalarla tümörü erken evrede yakalayarak henüz ilerlemeden yok etmektir.
Sonuç olarak kanser, önlenebilir ve erken teşhisle tedavi edilebilir bir hastalıktır. Kanserden değil, geç kalmaktan korkmalı, dolayısıyla kanser sizi bulmadan, siz onu bulmalısınız. Kanser gelişimi oldukça kompleks bir dizi mekanizma sonrasında ortaya çıkmaktadır. Günümüzde kanserin genetik bir hastalık olduğu kabul edilmektedir. Bunun anlamı normal bir hücrenin genetik yapısında değişiklikler ortaya çıkmadan kanserin gelişmesinin mümkün olmadığıdır. Kanserin gelişmesi birbirini takip eden kanserojen etkilerin sonucunda olmaktadır. Kanser gelişiminde gözlenen bozuklukların her biri değişik savunma mekanizmaları ile düzeltilmektedir, ayrıca bağışıklık sistemimiz de bu tür bozuklukların tanınması ve yok edilmesi işlevinde etkin rol oynamaktadır. Ancak yine de bunlara rağmen kanser gelişebilmektedir. Bunun başlıca nedenleri arasında savunma mekanizmalarının işlemez hale gelmesi ve bağışıklık sisteminde meydana gelen yetersizliklerdir. Sonuçta kanser niteliği kazanmış olan hücreler aşırı miktarlarda çoğalma olanağı bulmakta ve kanser olarak bildiğimiz hastalık tablolarının çıkmasına neden olmaktadır.
Bilimsel çalışmalar aşağıdaki gibi faktörlerin kişide kanser oluşma riskini artırdığını göstermektedir.
· Dış Etkenler (% 85) : Sigara, alkol, kimyasal maddeler, radyasyon, bazı enfeksiyonlar, sağlıksız beslenme, hava kirliliği, hareket azlığı ve fazla kilolu olmak
· İç Etkenler (% 15) : Kalıtsal nedenler, değişimler, bağışıklık yetersizlikleri, hormonal ve metabolik bozukluklar.
Bu faktörler birlikte veya ardışık olarak etki ederek kanser oluşumunu başlatabilirler.
Kansere Yakalanma Riski Nedir?
Kanser herkeste oluşabilir. Ancak kanser riski yaş ile artar. Tüm kanserlerin % 77’ si 55 yaş ve üzerindeki kişilerde karşımıza çıkmaktadır. İki tür kanser riski tanımlanmaktadır:
1 ) Hayat Boyu Risk: Örneğin bir bayanın tüm yaşamı boyunca meme kanseri olma riski 1’e 8’dir. (Yani her 8 bayandan biri meme kanseri olmaktadır.) Meme kanserinden ölme oranı ise 1’e 35’tir. (Yani her 35 bayandan biri meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir.) Ancak tüm bu kötü verilere rağmen meme kanserine bağlı ölümlerin belirgin olarak azaldığını görmekteyiz. Bunun nedeni kesinlikle kanserin erken safhada saptanması ve ilerlemiş tedavi metotlarıdır.
2 ) Göreceli Risk: Kansere neden olan faktörlerden biri ile belirli bir kanser türü arasındaki ilişkiyi tanımlar; yani bir kanser oluşturduğu bilinen faktöre maruz kalmış kişi ile maruz kalmamış arasındaki risk farkını ortaya koyar. Örneğin, sigara içen erkeklerin akciğeri kanseri olma riski, içmeyenlere göre 23 kat fazladır. Bu oran diğer faktörlerde bu kadar yüksek değildir. Mesela birinci derece yakınlarında meme kanseri olan bayanlarda meme kanseri riski, ailesinde kanser hikayesi olmayanlara göre 2 kat fazladır.
Tüm kanserler hücre büyümesini ve bölünmesini kontrol eden genlerin işlevsel bozukluğu ile ilgili olsalar da, kanserlerin tümünün % 5–10’ u kalıtsaldır.
Metastaz Nedir?
Kanser hücreleri oluştukları tümörden ayrılırsa, kan ya da lenf dolaşımı aracılığıyla vücudun farklı bölgelerine gidebilirler. Gittikleri yerlerde de tümör kitleleri oluşturarak büyümeye devam ederler. Kanserin bu şekilde vücudun uzak bölgelerine yayılması olayına metastaz denir.
Onkoloji Nedir?
Tümörleri inceleyen tıp dalına Onkoloji denir. Oncos (şişlik) ve logos (bilim) Latince kelimelerinin bir araya gelmesi ile oluşturulmuş bir deyimdir.
Onkoloji ile Uğraşan Disiplinler
Bunlar cerrahi onkoloji, tıbbi onkoloji ve radyasyon onkolojisidir. Ortak çalışma ile hastaların tedavisi ve takibini daha yakından izlenebilmektedir. Cerrahi onkoloji hastalığın tanısının konmasında ve hastadaki mevcut tümörün çıkarılmasında oldukça etkilidir. Pek çok cerrahi disiplin bu grup içerisindedir. Genel Cerrahi , Kulak-Burun-Boğaz, Beyin Cerrahisi, Göğüs Cerrahisi, Ortopedi, vb. Bu grubun içerisinde bulunmaktadır. Tanı konan hastalara cerrahi tedavi sonrasında veya ameliyat olamayacak kadar yayılmış hastalığı olanlarda tedaviye kanser ilaçları ve radyoterapi ile devam edilir. Kanser hastalıklarının ilaçla tedavisi Tıbbi Onkoloji (çocukluk çağında Pediatrik Onkoloji) tarafından, radyoterapi ile tedavisi ise Radyasyon Onkolojisi tarafından yapılmaktadır. Tüm bu süreçlerden de anlaşılacağı gibi kanser birden fazla tıp disiplininin birlikte çalışmasını gerektirmektedir.
Bunun için yapılması gereken; kansere yakalanmadan koruyucu tedbirleri almak, düzenli aralıklarla kanser taraması yaptırmak ve en kötü ihtimalle, bu taramalarla tümörü erken evrede yakalayarak henüz ilerlemeden yok etmektir.
Sonuç olarak kanser, önlenebilir ve erken teşhisle tedavi edilebilir bir hastalıktır. Kanserden değil, geç kalmaktan korkmalı, dolayısıyla kanser sizi bulmadan, siz onu bulmalısınız. Kanser gelişimi oldukça kompleks bir dizi mekanizma sonrasında ortaya çıkmaktadır. Günümüzde kanserin genetik bir hastalık olduğu kabul edilmektedir. Bunun anlamı normal bir hücrenin genetik yapısında değişiklikler ortaya çıkmadan kanserin gelişmesinin mümkün olmadığıdır. Kanserin gelişmesi birbirini takip eden kanserojen etkilerin sonucunda olmaktadır. Kanser gelişiminde gözlenen bozuklukların her biri değişik savunma mekanizmaları ile düzeltilmektedir, ayrıca bağışıklık sistemimiz de bu tür bozuklukların tanınması ve yok edilmesi işlevinde etkin rol oynamaktadır. Ancak yine de bunlara rağmen kanser gelişebilmektedir. Bunun başlıca nedenleri arasında savunma mekanizmalarının işlemez hale gelmesi ve bağışıklık sisteminde meydana gelen yetersizliklerdir. Sonuçta kanser niteliği kazanmış olan hücreler aşırı miktarlarda çoğalma olanağı bulmakta ve kanser olarak bildiğimiz hastalık tablolarının çıkmasına neden olmaktadır.
Bilimsel çalışmalar aşağıdaki gibi faktörlerin kişide kanser oluşma riskini artırdığını göstermektedir.
· Dış Etkenler (% 85) : Sigara, alkol, kimyasal maddeler, radyasyon, bazı enfeksiyonlar, sağlıksız beslenme, hava kirliliği, hareket azlığı ve fazla kilolu olmak
· İç Etkenler (% 15) : Kalıtsal nedenler, değişimler, bağışıklık yetersizlikleri, hormonal ve metabolik bozukluklar.
Bu faktörler birlikte veya ardışık olarak etki ederek kanser oluşumunu başlatabilirler.
Kansere Yakalanma Riski Nedir?
Kanser herkeste oluşabilir. Ancak kanser riski yaş ile artar. Tüm kanserlerin % 77’ si 55 yaş ve üzerindeki kişilerde karşımıza çıkmaktadır. İki tür kanser riski tanımlanmaktadır:
1 ) Hayat Boyu Risk: Örneğin bir bayanın tüm yaşamı boyunca meme kanseri olma riski 1’e 8’dir. (Yani her 8 bayandan biri meme kanseri olmaktadır.) Meme kanserinden ölme oranı ise 1’e 35’tir. (Yani her 35 bayandan biri meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir.) Ancak tüm bu kötü verilere rağmen meme kanserine bağlı ölümlerin belirgin olarak azaldığını görmekteyiz. Bunun nedeni kesinlikle kanserin erken safhada saptanması ve ilerlemiş tedavi metotlarıdır.
2 ) Göreceli Risk: Kansere neden olan faktörlerden biri ile belirli bir kanser türü arasındaki ilişkiyi tanımlar; yani bir kanser oluşturduğu bilinen faktöre maruz kalmış kişi ile maruz kalmamış arasındaki risk farkını ortaya koyar. Örneğin, sigara içen erkeklerin akciğeri kanseri olma riski, içmeyenlere göre 23 kat fazladır. Bu oran diğer faktörlerde bu kadar yüksek değildir. Mesela birinci derece yakınlarında meme kanseri olan bayanlarda meme kanseri riski, ailesinde kanser hikayesi olmayanlara göre 2 kat fazladır.
Tüm kanserler hücre büyümesini ve bölünmesini kontrol eden genlerin işlevsel bozukluğu ile ilgili olsalar da, kanserlerin tümünün % 5–10’ u kalıtsaldır.
Metastaz Nedir?
Kanser hücreleri oluştukları tümörden ayrılırsa, kan ya da lenf dolaşımı aracılığıyla vücudun farklı bölgelerine gidebilirler. Gittikleri yerlerde de tümör kitleleri oluşturarak büyümeye devam ederler. Kanserin bu şekilde vücudun uzak bölgelerine yayılması olayına metastaz denir.
Onkoloji Nedir?
Tümörleri inceleyen tıp dalına Onkoloji denir. Oncos (şişlik) ve logos (bilim) Latince kelimelerinin bir araya gelmesi ile oluşturulmuş bir deyimdir.
Onkoloji ile Uğraşan Disiplinler
Bunlar cerrahi onkoloji, tıbbi onkoloji ve radyasyon onkolojisidir. Ortak çalışma ile hastaların tedavisi ve takibini daha yakından izlenebilmektedir. Cerrahi onkoloji hastalığın tanısının konmasında ve hastadaki mevcut tümörün çıkarılmasında oldukça etkilidir. Pek çok cerrahi disiplin bu grup içerisindedir. Genel Cerrahi , Kulak-Burun-Boğaz, Beyin Cerrahisi, Göğüs Cerrahisi, Ortopedi, vb. Bu grubun içerisinde bulunmaktadır. Tanı konan hastalara cerrahi tedavi sonrasında veya ameliyat olamayacak kadar yayılmış hastalığı olanlarda tedaviye kanser ilaçları ve radyoterapi ile devam edilir. Kanser hastalıklarının ilaçla tedavisi Tıbbi Onkoloji (çocukluk çağında Pediatrik Onkoloji) tarafından, radyoterapi ile tedavisi ise Radyasyon Onkolojisi tarafından yapılmaktadır. Tüm bu süreçlerden de anlaşılacağı gibi kanser birden fazla tıp disiplininin birlikte çalışmasını gerektirmektedir.